Yorumlar

  1. bu boşlukları keşfetmek uzun süreç. karar, tam da aniden, kendiliğinden oluşmuyormuş. sadece yola çıkmaya bile değil, belki de sadece yolun varlığını kabul etmeye dayalı. tanışıyoruz yollarda, karşılaşıyoruz; sonra zaman alıyor. zaman uzun. zaman yok. yer yok. sahne, mahal belirli ve dışımızda değil. bulunuşumuz, zaten olay yeri, suç mahali, ya da zamanın kendisi. bırakmadan tutunmak mümkün değil anlaşılan. saklambaç gibi, kaleyi terk etmeden kimseyi göremez, bulamazsın. iyi saklanmak da yetmez hem, bazen gizlice yer değiştirirsin ya da yanıltmalısın. işbirliği yaparsın kimi zaman. elma dersem çık armut dersem çıkma. kim olduğumuzu öğreniriz her seçimimizle; çünkü sonuçlarını görürüz böylece. sonuç başlangıç verir yeni seçimler için, sürecin devamı için. sevmek gibi, güvenmek gibi başlıklar atarız. ne istediğimiz, neyle memnun ve rahat olduğumuzu anlatırken. yeter ki unutmayalım içeriği, yoksa başlıkların boşaltılmış kelimeler olup etrafımızı kafes gibi sarması ve kımıldayamadan hırçın yardım çığlıklarına boğulan çaresizliğimizi aslında paylaşamayız. kendi kafesinden diğer kafeslere seslenmek bizi bir arada tutmaz. birinin gelip kapıları açacağını düşlemek, kurban olduğunu tescillemek işe yaramaz. kurtulmak için önce hapsetmemeyi öğrenmeli. serbest bırak kendini. öfkeni. acını. intikamını. zayıf düşürenleri. yalnız bırakanları. beklentileri. açlıkları. yarım kalanları. tırmanış, her yöne. düşüş yukarı da olabilir. yönler, birileri verdiğinde kılavuza ihtiyaç duyar. kendi pusulanı yaparsan artık kaybolmayacaksın. kendi bulutların, ağaçların, yıldızını bulabilirsin. yıldız olmak, ağaç olmak, bulut olmak sonraki iş. önce ayakların ol. gözlerin ol. sonra kanat mı lazım, kabuk mu.. yakalayacak pençeler mi, kazacak mı.. delecek gaga mı, çiğneyecek dişler mi.. ürkütücü bir kükreyiş mi, hızlı daha hızlı mı, dayanıklılık mı. hassasiyetini güce çevirebilirsin. tonları renklerden fazla önemseyebilirsin. yanılgılarının farkındalığı gücün olabilir. düşlerin daha gerçek, gerçekler mucize olabilir. neden olmasın. kötüyü düşününce gerçekleştirebiliyorsak iyiyi de yapabiliriz. çocukluğunu özlemeyen kimseyi tanımıyorum. orda bilinç düzeyinde olmayan bir huzur ve iyiylik vardı çünkü. duyular gerçekliği oluşturuyordu. tanımladıkça kaybettiğimiz ve aramaya başladığımız gerçeklik. kurgunun gerçekçiliği değil midir sarsıcı tarafı. ölmek üzereyken neden tatlılaşır hayat. işte başlangıca yeniden yaklaşırsın da ondan. hiç bitmeyecek olması bu yüzden sözlerin ve düşlerin. dedemden biliyorum, her gün yeni bir şey öğreniyormuş; keşfediyor. hem uzaklaşıyor, sona yaklaşıyor hem o son sonsuzu çağırıyor, bitmesini istemiyor düşlerinin. düşler gerçeğe, gerçek mucizeye dönüşüyor. zaten var olan her şey, dekor, ışık, eşya, anlamlanıyor bir defa kaybettikten sonra yüklenenleri, kendileri olduklarında, karakterleri, işlevleri ortaya çıkıyor, kokusu bile değişiyor. kalanlar değersiz değil. odaklanmayı öneren bir çok öğreti de bundan söz ediyor olmalı. önce yok et ki gerçek ortaya çıksın.

    YanıtlaSil
  2. neyim var benim
    bu sıra geçmişi, çocukluğumu, belki ilkokul bazen daha öncesi.. hatırlıyorum, düşünüyorum.

    şimdi, sahip olunanlar, eşya, tanıdık sayısı, gidilmiş yerler ve gidebilme gücü sayılır olmuş, o zaman bulunduğumuz yerle tanımlanış oluyorduk, saymaya gerek duymadan.

    YanıtlaSil
  3. İzole bedenlerin kurtuluşu özgür diyalogda.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder